5 Haziran 2007 Salı

5 Haziran 2007 Arzua - Arca do Pino

Son günler gelince herkes sevinecek zannediyordum. Bugün itibarıyla 750 km yol yaptık. Herkes hüzünlü yol bitti diye. Yol boyunca oluşan dostluklar çoğu insan için önemli. Bazıları için belkide hayatlarında edindikleri tek tük dostluklardan biri.
Bu sabah Arzua da epey geç uyandık. Herkes yavaştan alıyor. Kahvaltı yapmadık. Yolda yapacağız gibi bir hava var.
Gece sol ayağım epey ağrıdı. İyi uyuyamadım ama keyfim yerinde.
Juan da pek iyi uyuyamamış, benimle yürümek için epey bir ağrı çekiyor.
Sabah Monte do Gozo diye yola çıkıyoruz. Yol proğram dinlemiyor. Hava bugün epey sıcak ve herkesin biryerleri ağrıyor.
Dün olduğu gibi bugünde ağırlıklı ökaliptus ağaçları arasında yürüyoruz. Yolda İngiliz Claire rastlıyoruz. Dün başka bir misafirhanede kalmış pek güzel bir yermiş. Bizde hayıflanıyoruz neden orada kalmadık diye. Ribadiso de Baixo da kalmışlar. Nehrin kenarındaki misafirhanede. Biz şehrin göbeğinde trafikte kaldık.
Gece horlayanlar yine ağırlıktaydı. Gerçi beni bu yolun en kral horlayanı seçecekler zannedersem. Bugün yine erken uyku tutmadı.
saat 1 gibi adamlardan biri yataktan düştü. Yerde bir müddet uyumaya devam etti.
Yolda 10 km kahvaltı yapacak veya kahve içecek bir yer yok.
Saat 10,30 gibi Salceda köyüne geliyoruz. Yolda köylü bir adam ikinci kahvede kahvenizi için diyor. Birinci kahvenin kahvesi kötüymüş. Birinci kahve kapalı olduğundan mecburen ikincide kahve içiyoruz.
Köy kahvesinin bahçesi ağzına kadar dolu. Sütlü kahvemizi alıyoruz. Ekmekler ve peynir yanımızda var. Sandöviçler hazırlanıyor.
Hem sevinçli hem yarı hüzünlü bir havada herkes email adresleri ve adresleri alıp veriyor. Teskere havası var.
Daha 30 km yolumuz var ve çoğumuz için burada yol bitecek.
Ben Brezilyali Giovanni ile yanlız yürüyorum. Biraz konuşuyoruz. Gelecek beklentileri üzerine. Çoğu Güney Amerikalı gibi oda burada kalmak istiyor. Buradan Londraya gidecek. Orada 3 ay İngilizce kursundan sonra çalışabilirse kalacakmış.
Yoksa Barselonaya gelip buralarda birşeyler yapmak istiyor.
Juan ve İspanyol Albert benimle birlikte gelecek yıl Arjantin Şili arasında 1000 km yol yürümek istiyorlar. Atlantik okyanusundan Pasifik okyanusuna.
Çok güzel bir yolculukmuş. Giovannide katılmak istiyor. Bakalım hele bir bunu bitirelimde sonra bakarız diyorum.
Rua da yeniden duruyoruz. Sütlü kahve hemen hazır geliyor. Buradaki yolcuların favori içeceği sütlü kahve.
Neşeli muhabbetlerimiz oluyor.
3 km sonra yolda bakıyoruz. Juan ve Albert yok. Nikaragualı Ever de Amerikalı kızın peşinde başka bir yola girmiş.
Arca do Pino çıkışında Giovanni ve ben bekliyoruz.
Barda can sıkıntısından kahve içiyoruz. Yanımızdaki kalan ekmekleri yiyoruz. Gelen giden yok. Yoldan geçenlere bizimkileri soruyoruz. Arca do Pino misafirhanesine girmişler. Bizde dönüyoruz. Son gece tanıdıklarla olmak istiyoruz. Misafirhane bahçesinde oturmuşlar bizi bekliyorlar. ne yapalım diye istişare ediyoruz. Juan pek iyi değil. Menisküsü epey kötü. Ever kızlarla kalmak için can atıyor. Kalalım diyoruz. Ever kızlar için değil ama mutfak için kalıyorum diyor. Akşam yemek yapacaklarmış.
Burasıda yola yakın bir yer. Gece yine trafik gürültüsü olur.
Burada tek bacaklı bir adam var. Protez bacakla yürüyor.
Giovanni yolda son günlerde denk geldiğimiz Brezilyalı Antonio nunda sol ayağında sorunu olduğunu ve birkaç yıl içinde yürüyemeyecek olduğundan şimdi yürüdüğünü söyledi. Adam şimdide zor yürüyor.
Bu yolda zorla yürüyen insanlara çok fazla denk geliyoruz. Takdir edilecek bir azimle yürüyorlar.

Hiç yorum yok: