7 Nisan 2007 Cumartesi

Cuma ve Cumartesi gece yürüyüşleri

Paskalya öncesi heryerde muammalı bir çalışma var. Bu yıl paskalya alışverişi noel alışverişine yetişmiş. Noelde olduğu gibi paskalyadada Hollandalılar neden bu dini günleri kutladıkları konusunda bir fikirleri yok. Ama ticari olarak iyi kullanıldığından dükkanlar ve işyerleri iyi iş yapıyorlar.

Paskalya araba yarışları vesilesiyle köy epey kalabalık. Tüm otel ve pansiyonlar dolu. Köy esnafının yüzü gülüyor. Bu akşam yine dün akşam olduğu gibi güney sahilinden yürüyeceğim. Tren istasyonunun önünden Zandvoort'un ilk 5 yıldızlı oteli önünden sahile ineceğim. Otel Formula 1 yarışlarının köyümüzde olmaya başladığı yıllarda yapıldı. Formula 1 pistte olan yanlış eğilimlerden kaynaklanan ölümlü kazalardan sonra köyümüzden ayrılınca otelde 5 yıldızdan 4 yıldıza düştü. Eski günlerin şaşaalı havası kalmadı.

Otelin arka tarafındaki merdivenlerden çıkarak köyümüzün simgelerinde biri olan denize bakan yaşlı adam heykelinin yanından sahile Mango restoran tarafından inmeye başladım.
Mango restoranda her yıl olduğu gibi bu yılda Küba bayrakları göndere çekilmiş. Bayraklar denize doğru dalgalanarak sanki okyanusun öbür ucunda olan Castroya selam gönderiyorlar.

Denize yakın yerde iki sevgili el ele denize bakıyorlar. Yakamozlar sekiyor. Bu gece paskalyadan olsa gerek Amsterdam limanına gemi dizileri daha az. Güney istikametinde sahilde kimse yok ıssız. Restoranların ışıkları vursada sahikde yanlızlık insanı ürpertiyor. Hayatımızda pekde sessiz anların olmadığının farkına varıyorum. Sessizlik günümüz çağı insanına göre değil zannedersem. Hayatımızda her zaman bir arka plan sesinin olmasını arzu ediyoruz.

Evde, arabada çalan radyo gibi. Eve gelince hemen açılan televizyon gibi. Alışkanlıklar işte.
Deniz kabukları ayaklarımın altında gıcırdarken gölgemde bana eşlik ediyor.
Hava bulutsuz ve gökyüzü bol yıldızlı. Yarın hava iyi olacak zannedersem.
Kumda ve deniz kabuklarının üstünde yürümek huzur verici olduğu kadarda yorucu. 3-4 kilometrelik yürüyüşten sonra sahil güvenlik binası ve sörf okulunun yanından yeniden bulvara çıkıyorum.

Cumartesi ve paskalya. Bulvarda hemen farkına varıyorsun. Bulvar son günlerin aksine kalabalık. Yaz kalabalığı olmasa bile çok güzel.

Yürümede hep ayakkabının çok önemli olduğunu düşünürdüm, ama çoraplar ayakkabılaar kadar önemli. Bence dahada doğrusu çoraplar ayakkabılardan önemli. İyi b,r çorapla kötü bir ayakkabının ayıbını örtebilirsin. Kötü bir çorap iyi bir ayakkabıyı bile kötü hale getirir. Pahalı olmasına rağmen yürüyecekseniz çoraba yatırım yapın.

Denemeler iyi gidiyor. Benimle alıştırma yürümelerine gelmek isteyen arkadaşlar var. Onların deneyimlerinide daha sonra aktaracağım.

Hiç yorum yok: