10 Mayıs 2007 Perşembe

10 Mayis 2007 Muy Calor ve Sarap Çesmesi gunu

Bu sabah erken kalktik. Dus ve tuvalet sirasi var. Yikamis oldugum esyalarimi topluyorum.
Bu misafirhanede kahvalti gecelik yatak ucretine dahil.
Salonda herkes toplanmis kahvalti yapiyor. Buldugun yere oturuyorsun. Ben brezilyali Giovaninin yanina oturuyorum. Nicaraguali çocukta geliyor karsima oturuyor. Oturur oturmaz sikayet etmeye basliyor. Gece herkes horladi, tam bir orkestradi diye. Yanimdaki kadinda herkes neysede sen hiç durmadan horladin dedi. Digerleri arada susuyorlarmis ben hiç durmadan devam etmisim.

Kahvaltidan sonra yola koyuluyoruz. Burada herkes Ispanyolca konusuyor. Ama Ispanyol yok gibi. Ortak dil Ispanyolca. Muy calor diyorlar.

Dun çok sicak oldugundan bugunde çok sicak olacak dikkat edin diye ikaz ediyorlar.

Yol sehir içinden geçiyor. Sehrin yeni bolgeleri ile Irache koyu birlesmis. Irache de Birinden su digerinde Sarap akan çesme var. Herkes burada duruyor ve fotograf çekiyor. Arada sarap içenlerde var.Santa Maria de Real manastiri 1051 yilinda Navarra Krali Garcia II Sanchez El De Najera tarafindan yaptirilmis.
Bundan sonraki duragimiz Villamayor du Monjardin. Buraya varmadan biraz zorlu bir yuruyus yapmamiz gerekti. Dizlerimin agrisi devam ediyor ama azaldi. Uzakta kilise gozukuyor. Yukari tepede bir kale var. Koye girmeden once çok guzel bir su sarnici var. Sarnicin içinde su var ve bir ariktan su akiyor. Yolda konustugum Japonlar oturup dinlendiler. Kadinlarida meditasyon yapar gibi oturdular. Kadinlar yolda benim için Budist yol duasi yaptilar. Dua epey uzun surdu. Yarisinda keske sormasaydim diye dusundum ama mecburen beklemek zorundada kaldim.

Yolun bir kismi ormanin içinden geçti. Orman çok sakindi. Agaçlardaki ve yollardaki sari oklari takip ederek ormani terkettik. Yolun diger kisminda agirlikli uzum baglari var. Arada tek tuk zeytin agacida goruyoruz.

Villamayor du Monjardin çok guzel kuçuk bir koy. Kilise çok sade, kuçuk ve guzel. Kilisenin içi kiliseye benzemiyor. Hemen hiç bir dekorasyon yok. Huzurlu bir hava var. Norbert, Juan ve ben bir muddet oturuyoruz. Burada yasli bir Alman kadinla konusuyorum. Alman kadin 70 yasinda gibi ve çok zor yuruyor. Bizim 5 gunde geldigimiz yolu 2 haftada gelmis. Haci olmak için emek sarfetmek gerekiyor.

Kiliseden çiktiktan sonra yemek yemeye karar veriyoruz. Golgede oturup elma ve portakal yiyoruz.
Suyumuzuda içtikten sonra yola koyuluyoruz.

Buradan itibaren Los Arcos kasabasina kadar 11 kilometre su ve yiyecek yok. Yol bundan sonra stabilize patika yok ve epey duz gidiyor. Dizlerimdeki sorunda azaldi. Uzum baglari yerini ekin tarlalarina birakti. Tarlalarin içinden akarak gidiyoruz. Havada yakici sicak olmadigindan sorunsuz gidiyoruz.

Yolda ezan okuyorum. Iyi oluyor banada iyi bir ruh hali kazandiriyor. Rahatliyorum.

Yolda epey guluyoruz. Alman ve ben ispanyolca bilmiyoruz. Juan da ispanyolca disinda dil bilmiyor ama çok iyi anlasiyoruz.

Los Arcos a gelmeden daha oncede konustugumuz Fransiz aileye denk geliyoruz. Ogullari otastik zannedersem. Benim adimi hemen hatirliyor. Sedat nasilsin diye soruyor. Gel sende bizimle yuru diyorum hemen ikiletmeden bize katiliyor. Babasida yanimizda yurumeye basliyor. Çocuk 16-17 yaslarinda.
2003 yilindan beri her yil 1-2 hafta yuruyorlarmis Fransadan biryerlerde baslamislar ve 2 yil sonrada Santiago ya ulasmayi hedefliyorlarmis. Burgos dan Fransaya geriye donecekler.
Çocuk habire konusuyor. Ben çocugu Nornert e satiyorum babasi yanima geliyor. Dizlerim agriyor kaçamiyorumda.
Bunlar gibi parça parça yuruyenler çok.

Sonunda uzakta Los Arcos gozukuyor. Iki evden olusan bir yer gibi. Bakiyorum kuçuk bir sokaga giriyoruz. Sokak epey uzun. Siesta zamani sokaklar bombos. 2 dukkan açik. Baksan Ispanyol degildirler.
Misafirhaneye geliyoruz. Burayi isletenler Belçikalilar. Isletenler dediysem para kazanmak amaçli yapilmiyor. Roncesvalles dede oldugu gibi gonulluler Allah rizasi için yapiyorlar. Alinan parada ancak giderlerini karsiliyordur. Bizde yanliz para için çalisan tarikat ve dernekler oldugu surece bu guzellikleri yasamamiz çok zor.
Burasi 4 Euro.
Dus aliyoruz ve elbiselerimizi yikiyoruz. Biraz koye indim. Kilise bizim camilerimize benziyor. Biraz fotograf çektim. Meydanda Alman bir kadin Suzanne ve Fransiz Rene ile biraz felsefe yaptik. Yol ile ilgili biraz konustuk. Hos bir konusma oldu.
Aksam bakalim nerede yemek yiyecegiz.
Yemegi kilisenin yanindaki meydanda yiyoruz. 2 ekmek arasi yumurta ve peynir.
Sonra kilisedeki ayine katilmak uzere kiliseye gidiyorum. Hacilar icin ayri ayin yapiyorlar.
Kilise içten çok altinli. Sanki Hindu tapinagi gibi. her yer altin kapli ve heykeller var. Ayin uzun suruyor. Nerdeyse uyuyacagim. Sonra Allahtan bitiyor. para toplamalarindan anliyorum.
Ayinden sonra herkese kuçuk bir dua yapragi veriyorlar.
Kilise disdan çok guzel ama içi çok sasaali.

Hiç yorum yok: