26 Mayıs 2007 Cumartesi

25 Mayis 2007 Leon - la Virgen de la Camino

Bu sabah tembel tembel kalktık. Epey horlamışım yine. 7.30 da uyandık. Bisikletli Almanlar yola çıkmışlar. Gece koridorlarda çocuklar koşuşturuyordu. Okul gezisi var zannedersem. Okul çocuklarıda burada kalıyorlar.
Saat 9 a kadar kahvaltı yapıyoruz. Sıcak kahve, dünden kalan ekmek, peynir, at salamı ve domuz salamı Brezilyalı ve İspanyol Miguel için.
Sonra biraz internette oyalanıyoruz.
Cristina ve 2 Alman Tim ve Nicole Leon da bir gün daha kalacaklarmış. Biz kararsısız ne yapacağımız konusunda.Yolda kalalımmı diye konuşuyoruz. Diğer misafirhanede yol üzerinde. Hacı adayı olarak misafirhanede bir gün kalma hakkın var. Hasta olursan bir gün ekstra daha kalma hakkın oluyor.
Saat 10.30 da diğer misafirhanenin önü dolu. Beklerken yaşlı Macar kadın Gyorgina yı görüyorum. Seke seke geliyor. Sakat ayakla nasıl geldi hayret ediyorum. kadın katolik bile değil.
Bize yeni açılan bir misafirhaneye gideceğini söylüyor. Şehrin 8 km dışında. Bizde oraya gitme kararı alıyoruz.
Miguel ayakkabıları vurduğu için yenisini alacakmış.
Bize sonra katılacağını söylüyor. Giovanni ve ben Katedrale doğru yürüyoruz.
Katedral epey görkemli ama Burgos katedrali gibi altın dolu değil. Girişte ücretsiz.
Burası daha dini bir havaya sahip, diğer katedraller gibi teatral bir hava yok.
Katedralde Nikaragualı Ever arıyor. Bizi özlemiş. 30 km yürümüş ama bizimle 8 km daha yürüyecek. Katedralin önünde kahve molası veriyoruz. Pasta alıyoruz ve bizim bohca böreğine benzeyen börekten yiyoruz.
Kahve sonrası dondurma alıyorum. 3 top olmuyormuş yanlız 2 top dondurma veriyorlar. Neden? Neden yok. Öyle işte. İşine gelirse.
Kahve sonrası şehir içi yorucu yürüyüş başlıyor. Leon küçük bir Ankara gibi. Bölgesel başkent. Memur çok. Ağrıbaşlı bir hava var. Ankara gibi sevimli bir yer. Şehir çıkışında bir alışveriş merkezinden harddisk alıyorum fotoğraflar için. Kaybolur diye korkuyorum. Yenimahalle gibi. Burasıda yeni bir semt. Sonra kayboluyoruz. 2 saat yol arıyoruz. Yolumuz bulduktan sonra ilk durak Trabajo del Camino. Burası eski bir köy ama şehre yapışmış. Ankaranın Karakursunlar köyü gibi. şehrin içinde tipik köy ve köylüler.
Küçük bir sanayi bölgesinden ve benzin istasyonundan geçerek La Virgen del Camino ya geliyoruz. Leon havaalanı ve askeri havaalanı burada.
Askeri helikopterler uçuyor.
Misafirhane Domingo tarikatının yeri. Çok yeni ve temiz. Yataklar tertemiz. İlk defa çok temiz bir misafirhanede kalıyoruz.
Her yer pırıl pırıl. Yönetici şaşırıyor Türk olduğumu söyleyince. Türkler kara olur diyor.
Biraz aksi gibi geldi. Neyse yatakhaneye gidiyoruz. Burası 4 Euro.
Duşlar sıcak.
Yeniden giyindikten sonra alışverişe çıkıyoruz. Burası lüks elbiseler makinada yıkanıyor ve kurutuluyor. 2 Euroya.
Birlikte Tavuk, Pilav ve patates püresi yiyoruz. Giovanni bugün yine aşcımız. Everde mısırlı salata yapıyor. Yanınada gazoz var.
Macar kadında yemek yapmış karnımız aç. Onun yemeğinide yiyoruz.

Yemekte Mayorkalı ile konuşuyorum. Karısından ayrılmış. İşini bırakmış kendine bir yol bulmaya çalışıyor. Bu yoldaki ve buralardaki çoğu insan gibi. Herkes yolda kendine birşeyler bulmaya çalışıyor. Hacılar için gelenekler olmadığı için ve kiliselerdede bunlara yol gösterecek kimseler yok. Kilise para peşinde. Herkes yavaş yavaş umudunuda kaybediyor.

Akşam yine yağmur yağıyor. Biz bugün yağmur görmedik.

Yemek sonrası yatarken misafirhane yöneticisi bana sarılıyor ve Selamün Aleyküm diyor. Bende Aleyküm Selam diyorum ve yatmaya gidiyorum. Şaşırdım ama. Gece Hollandalı 7 kişilik bir grup geliyor. Bunlar herzaman olduğu gibi gürültülü.

Hiç yorum yok: