25 Mayıs 2007 Cuma

21 Mayis 2007 Poblication de Campos - Calzadilla de la Cueza

21 Mayis 2007 Poblication de Campos - Calzadilla de la CuezaBugünkü güzergahımız Villarmentero de Campos, Villarcazar de Sirga, Carrion de los Condes ve son durak Calzadilla de la Cueza. Gece yaşlı İspanyollardan biri rahatsızlandı. Arkadaki uyku salonundan benim bulunduğum ön odaya geldi. Öskürükler ve nefes kıtlığı içinde ölüyor zannettim. Habire benimle ispanyolca konuşuyor. Arada öksürüyor. Birde bunlar yetmezmiş gibi sigara tüttürdü. Bende kalkmışkan hemen önümde bulunan bilgisayardan elimdeki fotoğrafları internet aracılığıyla Hollandaya yolladım. Yaşlı İspanyol ölmesin diyede dua ediyorum. Sabaha kadar adam öksürüyor ama bende horladığımdan pek sorun yapmıyorum. Tüm gece yağmur yağmaya devam etti. Hiç ara vermeden yağan yağmur beni tedirgin etti ertesi gün için. Arada yattığım koltuk pireli gibi bir hisse kapılıyorum veya tahtakuruları var diyorum. Uyku tulumunun içine giriyorum ve başlık tarafını iyice kafamın üstüne çekiyorum. Ne olur ne olmaz burada bitlenmeyelim. Sabah erken o kadar öksürmeye rağmen yaşlı ispanyol ve arkadaşları çok erken yola çıkıyorlar. Erken kalkanlar gürültülü bende uyanıyorum ama bitli kotlukta biraz daha sabah keyfi yapıyorum. Hemde dışarda yağmur yağıyor. Yağmurun dinmesini bekliyorum. Dün zaten kuru bir yerim kalmamıştı bugün daha az yağmur yağsın Allahım. Bu yolda tabiiki dua etmek kadar doğal birşey yok. Katolik hacılar yollarda. Dün tanıştığım Belçikalı Peter, Hollandalı Christine ve Avusturyalı Manfred sabah 5de yola çıktılar. Diğerleride onlardan hemen sonra yola çıktılar. Erken çıkanların hepsi yağmurla yola çıktılar. Ayakkabılarıma bakıyorum nispeten kuru gözüküyor. Ayakkabıların içine gazete doldurmam işe yaramış. Arada gazeteleride değiştirmem ayrıca daha hızlı kurumasını sağladı. Bende eşyalarımı toplayıp yola çıkıyorum. Dualarım kabul olmuş hava nemli ama yağmur yağmıyor. Kapıdan çıktım köy meydanına doğru gittiğimde bir küçük kafe, bakkal karışımı bir yerin açık olduğunu gördüm. Ne olur ne olmaz deyip içeri daldım. Cafe con Leche'mi büyük bir keyifle içiyorum. Normalde belki istemeyeceğin sorun yapacağın kahve burada sanki dünyanın en üst kalite kahvesi altın bardaklarda veriliyormuş gibi lezzetli oluyor. Oruç sonrası iftar masasında ilk lokmayı yemen gibi zevkli bir an. Kahve sonrası ekmek ve peynir alıyorum. Uzun bir dönem yanlız yürüyorum. Villovieco köyünde Katolik hacı heykelinin önünde fotoğraf çekmek için duruyorum. Hollandalı bisikletli hacılara fotoğraf çektiriyorum. Biraz konuşuyoruz. Bu arada Brezilyalı Giovanni geliyor. Yolculuğun güzel yanı ihtiyacın olanları istemen yetiyor. Allah'a inanıyorsan Allah veya yüksek bir güç senin ihtiyacına cevap veriyor. Hayat herşeyi en güzel şekilde dengeliyor. Giovanni ile fotoğraf çekiyoruz. Bu adamın fotoğraf çekme kabiliyeti bana 100 basar. Fotoğrafları çektikten sonra Giovanni ile yola çıkıyoruz. Bir müddet soru sormadan, konuşmadan yürüyoruz. Dün o başka yerde kaldı bende başka yerde. Villacazar de Sirga'da bahçe içinde kahve içiyoruz. Karnımız biraz acıktığından elimizde olan ekmekleri ve peynirleri yiyoruz. Bu arada A Corona'dan gelen Miquel'i görüyoruz. Adam epey hızlı yürüyor ama bizi görünce oda geliyor. Biraz gülüyoruz. Kahve molasından sonra yeniden yola çıkıyoruz. Miquel ve Giovanni epey hızlı yürüyorlar. Ben biraz daha yavaş gitmeyi tercih ediyorum. Acele etmek istemiyorum. Carrion de los Condes'te buluşmak üzere ayrılıyoruz. Hava kararsız yağmur yağdı yağacak. Bizde arada kararsız kalıyoruz ama havanın kararsız olması daha değişik birşey. Evdeyken, işteyken ve herhangi bir araçtayken dikkat etmiyoruz ama yürürken havanın kararsız olması insanın moralini bozuyor.

Hiç yorum yok: