13 Mayıs 2007 Pazar

12 Mayis 2007 - Felisanin gunu


Sabah erken Viana dan ayriliyoruz. Kahvalti yapmiyoruz. Bir tek kahve içiyoruz.
Viana nin çikisinda guzel bir mezarlik var. 5 adam yuruyoruz. Brezilyali Giovanni, Juan, Norbert, Everr ve ben. Yol guzel uzum baglarinin arasindan geçiyor. Tek tuk ekin tarlasi var. La Rioja sarap bolgesine giriyoruz. Bugun ilk ugrayacagimiz sehir Logrono. Burada kalmamayi tercih edecegiz. Buyuk bir sehir 120.000 nufusu var. Sehre girmeden eski evlere denk geliyoruz. Juan duruyor. Burasi Felisa nin eviymis. Felise 2002 yilinda olmus olan yasli bir bayan evi çok eski ve ayni zamanda çok guzel. Felisa buraya gelen yolculara sorgusuz kahve ve yiyecek veriyormus. Bazilarininda ayaklarini yikiyormus. Kadincagiz 2002 yilinda olunce kiz kardesi ve kizi bu gelenegi surduyorlar. Bizde oturyoruz. Kahve var. Kizarmis kuçuk ekmekler var. Recel ve çokopasta var. Ben sutlu kahve aliyorum. Ekmekler nefis. Saat 10.30. Ben acikmisim. 2-3 adet yedikten sonra bakiyorumki Juan bana bakiyor.
Meger burada 1 adet ekmek yedikten sonra kalkilirmis. Benim karnim aç. 1 tane daha aliyorum. Isteyen sepete para atiyor. Kendine kalmis. Biz biraz para atip çikiyoruz. Norbert biraz daha kaliyor. Biz yuruyoruz.
Logrono bizim yolumuzda su ana kadar en buyuk sehir. Sehre girerken selvi agaclarini goruyorum. Bizde mezarlikta olur diyorum.
Burasida mezarlik. Koskoca mezarlik selvi agaçlari ile dolu.
Nehir uzerinden kopruden geçip sehre giriyoruz.
Fotograf makinasi için bir çanta bakacagim.
Katedralin orada vardir diye katedralin bulundugu meydana gidiyoruz. Katedralin yaninda Donerci var. Doner Kebap SADA. Açik degil.
Katedral muhtesem. Juan in dedigi gibi SPECTACULAR.
Her yer altin ve altin heykeller. Guney amerikalilar bizim altinlarimiz diyorlar. Hirsiz Ispanyollar diye dert yaniyorlar. Ispanyollarin ve kilisenin epey altin çaldigini soyluyorlar. Gemiler dolusu. Sasaali altinli bir katedral. Içerde dua eden Ispanyollar var.
Biz yeniden çanta aramak için çikiyoruz. Robin isimli Alman çocuk bize katiliyor, yeniden 5 kisiyiz.
Çanta bulamadigimizdan yeniden yola devam ediyoruz. Burada epey vakit harcadik.
Epey bir zaman sehir içinde gidiyoruz. 1 saat kadar.
Sonra sehir parki gozukuyor. Burada golgede mola veriyoruz. Mese agacinin golgesinde.
5 yolcu burada dinlenirken epey bir haci adayini geçtigini goruyoruz. Elma ve portakal yiyorum. Karnim nedense pek aç degil. Sirtim biraz aciyor. Sabah yara bandi yapistirdim. Sirt çantasinin ayarini biraz degistirdim. Biraz daha rahatladim. Park epey uzun havada sicak. Terliyoruz. Park devam ediyor. Bitmek bilmiyor. Sehir parki. Sehirliler gocebelere pek iyi bakmiyorlar. Haci maci dinlemeyiz gibi havalari var. Benim sirt çantamin okul çantasi gibi olduguna karar veriyoruz.
Parkta Alman Suzanneye denk geliyoruz. Sirt çantasinin kayisi bozulmus. Giovanni çantanin kayisini dikiyor. Parkta jogging yapanlar var. Piknik yapanlar, mangal yakanlar. Tam Turkiye. Bakiyorum Turk varmi diye ama hiç Turkçe konusan yok.
Golette park bitiyor diye seviniyorum ama nafile halen devam ediyor. 1,5 saat parkta yuruyoruz. Sehirlilerin cumartesi eglencesi olarak. Onlarda bizim. Bol bol fotograf çekiniyoruz. Bizimde fotografimizi çekenler var.
Park bitiminden sonra kereste fabrikalarinin alani basliyor. Kereste fabrikalari ile otoyol arasinda olan tel orgulerde 1 kilometre kadar atik tahtalardan yapilmis haclar var. Binlerce. her boy ve çesitte.
Juan son yuruyuslerinde hac yapmis. Kendininkilere bakiniyor. Bulamayinca bir tane daha yapiyor.
Ana yoldan karsiya geçiyoruz.
Yolu bulmamiz zaman aliyor. Sari ok isaretleri burada pek belirgin degil.
Baglarin arasindan Navaretta gozukuyor. Her yer tablo gibi. Yol gozukmediginden sanki heryer uzum bagi gibi geliyor.
Navaretta buradan daha 1 saat yol. Hepimiz yorgunuz. Misafirhaneye geldik diye seviniyoruz.
Navaretta sirin bir kasaba.
Misafirhanenin onunde kahvehane var. Burada daha once gordugumuz kadin yer kalmadi diyor.
Kapiyi çaliyoruz. Evet misafirhanede yer yok. Pansiyon ve kuçuk otellere bakiyoruz hiç bir yerde yer yok.
Çesme basinda oturuyoruz. Ekmek alip açik havada uyuyalim diye karar aliyoruz. Dukkanlar saat 5 de normalde açilacak. Koylulere soruyoruz. Bugun cumartesi o kadar erken açmazlar diyorlar. Bizde sonraki koye gitmek için yola çikiyoruz. Sonraki koy Vendosa. Koylulere gore 10 km, kitaba gore 6, digerlerine gore 8 km. Herkesten ayri bir rakam çikiyor. Vamos. Haydi yola diyoruz.
Yolda uzum baglarinda çalisan koylulere yeniden soruyoruz. Saat 7 oldu halen yoldayiz. Açiz.
Yolculuk planlanamiyor. Hayatin kendisi gibi. Ne zaman ne olacagi belli degil.
Allaha emanet gidiyoruz.
Yol uzun ve biz yuruyoruz.
Yolda sakalasiyoruz. Santiago ile ilgili kitap yazan Alman´a lanet ediyoruz. Onun yuzunden her yer Alman dolu. Adamlar tatil yorelerinde oldugu gibi buradada çok hizlilar. Tatil yorelerinde sabah erken havuz basina havlulari seriyorlar, buradada en erken misafirhaneye onlar geliyorlar. Navarreta ya saat 12.30 da gelip sirt çantalari ile siraya girmisler. Bizim gibi gelenler disarda kaliyor.
Juan Allal Allah diyor. Bende ona ezan okuyorum. Juan Insallah demesini ogrendi. Insallah diyor.
Nikaraguali çocuk lahmacun olsada yesek diyor. Bol soslu olacakmis. Tabii hemen diyorum.
Felisanin ekmekleri, elma ve portakal disinda yemek yemedim.
Vendosa dada yer yok. Koyluler Sotes koyunde yer vardir diyorlar.
Koye yuruyecek halimiz yok. Tepeye çikmamiz gerek. Zor bela çikiyoruz. Insallah yer vardir.
Bara girip soruyoruz.
Bir kadini çagiriyorlar. Kadin halimize bakiyor. Bize aciyorda galiba. Allahtan yer varmis.
Bir sarap evi. Adam Allah rizasi için buranin bir kismini misafirhane yapmis. Kisi basi 12 Euro. Kahvalti dahil. Pazarlik yapiyoruz. 10 Euroya. Yataklar temiz. Mis gibi. Çok guzel bir yer.
Juan Gracias Allah diyor.
Odada bizim disimizda 3 Ispanyol kadin var.

1 yorum:

MokumTV dedi ki...

Sedat,
met plezier naar jouw uitzending bij MTNL gekeken! Je zult nu wel halverwege zijn, maar met een beetje geluk zal MokumTV een leuke documentaire maken op 24 juli in Santiago de Compostela. Even een vraagje van de Spaanse TV (Studio Galicia): Weet je al wanneer je jouw Compostelana krijgt?
Succes en groet van iedereen hier bij MokumTV,
Mohamed, René, Murat en Annemieke.