8 Mayıs 2007 Salı

8 Mayis 2007 - Ekin Tarlaları ve Rüzgar günü

Bugün Pamplona dan Puente de la Reina kasabasına yürüyoruz. 23,5 kilometre. Bugüne kadar toplam 93.5 kilometre yol yaptık resmi olarak, ancak ben kendime bir 10 kilometre daha ekliyorum. Dağlarda kaybolduğum ve yürüdüğüm yola sayıyorum. Sabah bizim grup ve bize katılanlarla birlikte kahvaltı yaptık. Saat 6 da uyandirilinca karnin acikmiyorda. Toplu kahvalti çok neseli geçti. Norbert, Michael ve Cristina bizden erken yola çiktilar. Juan birkaç kisiyle konusuyor. Bende esyalarimi topladim ve yola çiktim. Yol sehrin ortasindan gidiyor. Çok garip bir duygu herkes normal sabah isine gidiyor. Bizde sirt çantali grup daglara dogru yuruyoruz.

Ilk kilometrelerde daha sehir icinde bizim grubu yakaliyorum. Ancak Universite binasindada hac için damga veriyorlarmis onun için Pamplona, Navarra universitesi alani içinde damga verecek kisiyi ariyorum. Sonunda buluyorum. Kapinin onunde mor çiçekli bir agaç var. Demek bugun gunum iyi geçecek. 4 kilometre kadar sose ve asfalt yolda gidiyorum. Bir donem Brazilyali bir fotografçi ile yuruyorum. Yolda Nikaraguali Turkçe bilen çocuga denk geliyoruz. Ayaklari patlamis nasil yuruyecem diye dusunuyor. Juan halen ortalikta yok. Bizimkilerde yok. Yol patika yola donusuyor ve yukselmeye basliyor. Hava bugun guzel. Yagmur yok. Sabah henuz sicakta degil.
Burada yavas yavas daglik araziden çikip tarim arazisi olan alanlara geldigimizin farkina variyorum.
Uzakta yel degirmenleri gozukuyor. Taa oraya benimde gitmem gerekecek. Toplam 4 kilometrede 400 metre yukseliyoruz. Puerte del Perdon bogazini geçmemiz gerek.
Yolda çok kilolu insanlara rast geliyorum. Allah kolaylik versin.
Hava dahada isinmaya basliyor. Montumu çikariyorum.

Yolda ezan okuyorum. Tepeler tamamen yel degirmeni dolu. Tum koylere elektrik buradan gidiyor zannedersem.

Tepelere yaklastikca yeldegirmenlerinin ugultusu artiyor. Ruzgar daha fazla esmeye basliyor. Birden aklima Recep enistem geliyor, rahmetli vefat edeli yillar oluyor ben hatirlamamisim. Onunda ruhuna fatiha okuyorum.
Tepede ruzgar var ve hava gunesli. Herkes oturmus gunesleniyor. Bizim grup birseyler yemis bile. Oturuyoruz. Manzara muhtesem. Ben biraz kestiriyorum.
Yol epey yoruyor. Allahtan ayaklarimda sorun yok. Sirtim feci agriyor. Çanta sanki her adimda agirlasiyor. Daha 11 kilometre yolumuz var.

Dagdan inmeye basliyoruz. Yol artik çamurlu degil ama tasli. Taslardan kayiyoruz. Dizlerin agriyor.
Michael epey zorlaniyor.
Muruzabal koyunde mola veriyoruz. Koye girmeden çagla kopariyorum. Çocuklugumun Izmiri aklima geliyor. Biraz daha topluyorum.
Bizimkilerede vereyim diye ceplerime çagla atiyorum. Çaglalar kutur kutur.
Iki gun onceki Hollandali çiftleri goruyorum. Selamlasiyoruz. Biraz yurudukten sonra onlar devam ediyorlar.

Muruzabalda kafe açik. Biz kilisenin avlusuna oturduk. Çikinlar çikti. Herkesde birseyler var. Dun aksam ve bu sabahtan kalanlar. Findikta var. Oh gelme keyfimize.
Yolcu bir Fransiza elma ikram ediyoruz. Adam memnun oluyor.
2 alman kadin geliyor onlarada findik veriyoruz.
Kanadali bir kadinda su istiyor onada su veriyoruz.
Tekrar yola koyuluyoruz.
Tarlalarda ekinler deniz gibi dalgalaniyor. Ruzgar estikce dalgalarin renginde açik yesil koyu yesil oluyor.
Bir sure 4umuz bu doga harikasini sessiz izliyoruz.

Doga insani sasirtiyor. Ameriklilar ekin tarlasina bakiyorlar. Aralarinda konusuyorlar bunlar Misir tarlasimi diye. Ekin diyorum. Adam hayretle bakiyor. Ekin boylemi oluyormus diye. Sehirlisin dimi diye soruyorum evet diyor.

Evet sehir hayati bize ekinle misirin arasindaki farki bile unutturuyor.

Muruzabal bir koca kilise, bir kafe ve 20 evden olusuyor. Burada tum koylerde kiliseler koskoca. Koye tam tezat dusuyor. Her koydeki kiliseye çevre koyleride toplasan dolmaz.

Yollar mor çiçeklerle dolu. Bahar geliyor.

Gunes yakmaya basladi. Kollarim kizariyor. Yuzumde yanmaya basladi.
Norbert kendimi anlatmaya basliyor. Neden yurudugunu. 10 yil onceye kadar alkolikmis. Alkolu birakmanin 10. yilinda bu yuruyusu yapmaya karar vermis. Alkolun tehlikelerini anlatiyor. Sigara gibi içki siselerindede sagliga zararlidir ibaresinin zaruri oldugunu soyluyor. Alkolden olenlerle ilgili istatiski bilgiler veriyor.
Konusurken Obanas koyune variyoruz. Koy muhtesem ama ben bittim. Fotograf makinasini çikaracak takatim kalmamis. Mutlaka gorulmesi gereken yerlerden biri. Koyde misafirhane var. Bizimkilere kalmayi teklif ediyorum. Michael 30 gunde yuruyusu bitirmesi gerektigini soyluyor. Yurumeye devam ediyoruz.
Çobansiz surumuz yoluna devam ediyor.
Cristina çobansiz surunun Communicator u.
Nihayet yorgun ve bitik bir sekilde misafirhaneye variyoruz.
Juan bizden sonra geliyor.
Pamplonada beni aramis. Kayboldugumu dusunmus.
Bu aksam yeniden Italyanlar yemek yapacaklar. Donatella spagetti yapacakmis. Arada bana dovmelerini anlatiyor. Kadinin her yer dovme.
Bahçede patlamis ayaklarin fotograflarini çekiyorum.
Dus ve kirlileri yikama toreninden sonra koye gidip alis veris yapiyoruz. Unlu koprunun fotograflarini çekiyorum.
Misafirhane ucreti: 5 euro.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Mrb Sedat abi,
nasil gidiyor?

bircok defa aradim ama galiba cep telefonun yaninda yok?

neyse Sana kolay gelsin, ben seni buradan takip ediyorum zaten ama birazda resim falan koysan fena olmazda degil.

Basaracaksin, haa tam bu esnada asagida ispanaya numarani görüyorum :-))

Hadi kolay gelsin.