7 Mayıs 2007 Pazartesi

6 Mayis 2007- Juan ve Cristina günü * Roncevalles -

Sabah uyandıktan sonra aç karnına bizimkileri uyandırmaya gittim. Oda numarası yok. Dilaverin cep telefonunu çaldırıp kapıları dinliyorum. Beni sapık diye yakalayacaklar.

Sonunda onları uyandırıyorum. Dilaver ve ben yola çıkıyoruz. Cidden çok mutlu oluyorum. Dilaverde çamurlardan payini aliyor. ilk koye ulastigimizda kahve içiyoruz ve birseyler yiyoruz. Kahve molasi sonrasi Hollandali 2 kari kocaya denk geliyoruz. Bir sure birlikte yuruyoruz. Arada bu yolu yuruyorlarmis.
Biri Almereden digeri Alkmaardan geliyor. Biskarret kasabasinda yollarimiz ayriliyor. Kahvede birşeyler içiyoruz. Bizimkiler ve dönecekler. Louise Fatih e kendisini Zubiri kasabasına kadar götürmesini istiyor. Yorulanlar Fatihin etrafina ususuyor. Taxi Fatih. Dolnus tarifesi ile Zubiri kasabasina herkesi goturuyor. Burada vedalasiyoruz. Yolda tanistigimiz Arjantinli haci adayi bizi 2 ispanyolla tanistiriyor. Kari koca Santiago de Composteladan Kuduse yuruyorlarmis. Bizden Turkiye ile ilgili bilgi istediler. Bilgi ve telefon numarami verdim. Fotograf çektirdik. Eylulde Istanbulda olmayi planliyorlar.

Bir yil içinde bu yolu tamamlayacaklarmis.

Bugun çok yorgun basladim. Ayaklarim tutmuyor. Dizlerim agriyor. Yolda ezan okuyorum. Çesmeden su içiyorum. Yalakada solucanlar var ama su enfes. Içmeye devam ediyorum.

Bugun pazar heryer kapali. Ispanyollar garip insanlar her yer kapali. Bizde olsa yol boyunca su satanlar olur. Bufeler açariz.

Insan kendini hac haline kaptiriyor. Aliminyum bastonlar iyi. tepelerde ve yamaçlarda faydali. Yolcunun arkadasi. Çamurlara çika bata devam ediyorum.

Dusunceler beni sariyor. Bu yolda olan savaslari anlamaya çalisiyorum. Bu yol hac yolu oldugu kadar bir savas yoluda.

Nede guzel yerler buralari. Çesmeler, pinarlar, dereler her taraftan su fiskiriyor. Patikalar ve yollar tertemiz. Pislik yok. Çop yok.

Derken yolda sabah gordugum ve fotografini çektigim bir adama rastliyorum Yaninda bir kadin var. Yavas yuruyorlar. Hiç konusasim yok. Hola diyorum. Çamurda yanlarinda geçemedigimden bir miktar arkalarinda gidiyorum. Patika yol dar ve çamurlu. Arada konusuyoruz. Adamin adi Juan Arajantinden geliyormus. Kadin Cristina Italyadan geliyor.

Benim Turkiyeden geldigimi soyleyince her ikiside heyecanlaniyor. Ilk defa bir Turkun bu yolu yurudugunu soyluyorlar. Ben bundan pek emin olmasamda oyledir diyorum. Konu konuyu açiyor. Neden bu yolu yurudugumu merak ediyorlar. Dini konular uzerinde biraz konusuyoruz.

Juan 3. defa bu yolu yuruyormus. Cristina ilk defasinda son 150 kilometreyi yurumus. Bu ikinci yuruyusu. Tum yolu yuruyecek. Hepimiz ayni yerde baslamisiz ama ancak burada bulustuk.
Her ikiside Katolik olarak dini amaçli yuruyorlar. Sabahki Hollandalilar gibi sportif amaçli degil.
Juan ilk iki yuruyusunde kendi çapinda mucizeler yasamis. Bu mucizelerin tesadufumu yoksa Allahin bir lutfumu oldugunu bulmak için yeniden yola çikmis. Arkamizdan 2 Alman geliyor. Fotograf çekiliyoruz.

Yolda kisa bir yemek ve su molasi veriyoruz. Juan in asasi gozume çarpiyor, nereden aldigini soruyorum. Roncesvalles den almis. Hac için aldigi asalarini anlatiyor. Bir asanin onu sevmesi ve onunda asayi sevmesi gerektigini anlatiyor. Yolda baska yerde nereden alabilirim diye soruyorum.

Bu yolculuk sizin ikinizle guzel olacak diyor ve asayi bana hediye ediyor.
Hayatimda ilk defa biri bana asa hediye ediyor. Duygulaniyorum. Henuz daha Zubiri kasabasina varmadigimizdan onun yol sonuna kadar yurumesini rica ediyorum. Beni kirmiyor.

Zubiri (eski adı muhtemelen Zubeyri olması gerek.) Köyün girişinde olan köprünün adı. Puente de la Rabia. Yani Rabianın köprüsü. Arapların varlığı çok azda olsa hissediliyor.


Misafirhaneye geldik. Esyalarımızı çıkardık. Dusa girdik. Ve tabiiki yine kirlileri yikama ritueli var. Kapida merdivenlere oturduk. Misafirhane yoneticisinin gelmesini bekliyoruz. Oturan çocuk nereden oldugumu soruyor. Turkum deyince Valla Turcomu diye soruyor. Kendisi Nikaragualiymis.
Almanyada oturdugundan Turk arkadaslari varmis. Valla diye Almanca konusmaya devam ediyor. Turk olmak burada avantajli. Yolun guzelligide burada heryerden insanlari taniyorsun. Herkesin tum malvarligi sirtinda tasidigi. Ve su ana kadar tasidiklarida fazla. Gelecek gunlerde farkina varacaklar. Burada misafirhane eski bir okuldan ibaret.
Yatakhane ucreti burada 6 Euro Aksam yemegi için 10,50 Euro oduyoruz. Yemekler fena degil ama hizmet berbat. Kasik biçak neredeyse masaya atiliyor. Bizde olsa adami doveriz. Burada her yer ayni. Hizmet kalitesi sifir. Bizim lokantalarimiz ve turizmcilerimiz bunlarla gozleri kapali rekabet ederler.

Hiç yorum yok: