11 Mayıs 2007 Cuma

11 Mayis 2007 - Belimin yaralari gunu

Bugun erken uyaniyoruz. Saat 05.45 herkes hareketli. Biraz daha yatak keyfi yapiyorum. Sabah muhabbetleri ve dis firçalama faslindan sonra Juan, Norbert ve ben Nescafe yapiyoruz. Makina kahvesinden daha iyi olacak umidiyle. Ayni tat. Ama kafeinli olmasi bizi mutlu ediyor.
Bu misafirhanede kahvalti yok. Onun için yola çikiyoruz. Yol sabah guzel. Hemen koyun disina çikiyoruz. Biraz yollarda muahbbet ediyoruz. Sabah bize Avusturyadan Heidi katiliyor, birde Giovanni, Brezilyali.
Fotograf çekiyoruz. Yol tamamen ekin tarlalari ile dolu. Arada uzum baglari, badem ve zeytin bahçeleri var. 10 kilometre boyunca yol boyle devam ediyor. bahçelerin kenarlarinda gelincikler var. Kirmizi kirmizi bize bakiyorlar.
Duz stabilize yol. Pek fazla zorlanmiyorum. Sansol koyunde biraz dinleniyoruz. Koy çikisinda Italyan Luigi ye denk geliyoruz. Patlak ayaklarinin fotografini çekmistim 2 defa. Dun esyalarini yikarken dusmus. Bu kadar yurudukten sonra simdi Logrona ya hastaneye gitmek için araba bekliyordu. Burada hastaneler haci adaylari için bedava.

Logrono da bulusmak uzere vadalasiyor. Adam neredeyse aglayacak. Burada kaç gun birbirimizi taniyoruzki. Akrabasini kaybetmis gibi duygulandi adam.
Adres verdik. Yazismak uzere. Yola çiktigimizda sabahtan beri yanimda tasidigim armutlari unuttugumun farkina vardim.
Baska bir yuruyen haci adayina yarar diye konustuk.
Burada yuruyenlerin buyuk bir bolumu dini nedenlerden dolayi yurumuyor.
Ayaginda yara olan Nikaraguali çocukla yolda konusuyoruz. Katolik degilmis. Saman inancina sahipmis. herseyin bir ruhu olduguna inaniyor.
Adamin gayretine hayran kaliyorum. Ayaginin altinda en azinda 23 cm çapinda yara var.

Sansol kasabasindan vadiye inip karsiya geçiyoruz.
Torres del Rio koyune geldik.
Koy meydaninda oturuyoruz. saat 9.30 karnimiz acikti. kahvalti yapacagiz.
Juanda ekmek ve domates varmis. Bende zeytin ve biraz peynir var. Norbert yanliz kendine içecek getirmis. Bakkaldan biraz daha peynir aliyoruz. Bendeki kekikle sandoviç hazirliyoruz. Koyun kopekleride kuyuruk sallayarak birseyler bekliyorlar.
ekmek atiyoruz yeniyorlar.
Guney Afrikali bayan salam atiyor hemen ona gidiyorlar.
Kahvalti muhtesem. Karnimiz doyuyor. Kahve yok. Bakkal kahve satmiyormus.
Sirt çantasini yuklenip koyun kilisesini gormeye gidiyoruz. Çantayi yuklemesek daha iyiymis. Kilise hemen kosede.
Kilise 2 yuzyilda yapilmis. Içinde hiç resim yok. Bir tek bizde minberin oldugu yerde çarmiha gerilmis ISa peygamber var.
Kubbesi arap camilerini andiriyor. Zannedersem Araplar tarafinda cami olarak insa edilmis. Çok guzel kuçuk bir kilise.
Torres del Rio dan sonra yol inisli çikisli devam ediyor. Dizlerim yeniden agrimaya basladi. Sirt çantasida sirtimi vuruyor. Belimin alt kisminda 2 yara olustu. Sirt çantasinin iki demirinin belime vurdugu yerde. Uretim hatasi zannedersem.
Yapacak bir sey yok.
Erken misafirhaneye geldik. Burasi 5 Euro.
Ranzalar 3 kat. Bana en ust kat denk geldi.

Ogleden sonra Arno (Arneaux) la tanisiyoruz. 6000 kilometre yol yurumus. Kendini ariyor. Bana islamiyetle ilgili bazi sorular soruyor. Bizdede mantralar olup olmadigini merak ediyor. Bende ona Elhamdulillah, Insallah ve Bismillah kelimelerini yaziyorum. Allahin hikmetine bak diyor. Nerede nelerle karsilasiyorum.
Kendisi gibi yolcularin buralardada artik pek iyi karsilanmadigini belirtiyor. Herkesin tuketim kulturu içinde yogruldugunu ve bunun misafirhane gorevlilerinede yansidigini anlatiyor. Bazi yerlerde kabul edilmedigini soyluyor. Arno yaninda bir tek uzerindeki giysiler ve yaninda iç çamasiri ile dolasiyor. Kendisi ogretmenmis. Resim çekilmesini istemiyor. Saygi duyuyorum.
Bahçede biraz din birazda tuketim toplumu uzerine konusuyoruz. Yemek vakti geliyor.

Aksam hep beraber yemek yiyoruz. Brezilyali Giovanni Roz con Pollo yapiyor. Tavuklu pilav yanindada tavuk çorbasi. Yemek keyifli. Avusturyadan Heidi var, Norbert, Giovanni, Juan, Nikaraguali Everr. Yemek çok neseli geçiyor. Masada oturan 2 kari koca ingiliz yemek bittigindede bizimle oturuyor. Yarin nereye gideceksiniz bizde oraya gelelim diyorlar. Ispanyol 4 yolcuyada yemek veriyoruz. Dahada yemek artiyor. Artanlari buzdolabinin ust katina koyuyoruz. Ilk 2 katta olanlar bir sonraki yolculara birakilanlar. Isteyenler oradan yemek alip yiyobiliyorlar.

Hiç yorum yok: