29 Mayıs 2007 Salı

28 Mayis 2007 Astorga - Manrajin Eksentrik adam Tomas ın günü


Gece epey kötü uyudum. Yaşlı Alman kadınlar ve yaşlı DAnimarkalılar tüm gece boyu horladılar. Bende horladığım için sorun yok. Ödeştik gibi. Ama Danimarkalılar gece boyu osurdular. Hemde çok sesli. Sabah erken uyanınca bunlar bende mecburen erken kalktım. Duşa girdim. Sıra yok burada. Sabah duşa girenler pek olmuyor.

Giovanni ve Ever henüz hazır değiller. Ben yola çıkıyorum. Yol bugün uzun. Dün biraz tembellik yaptım. Biraz zaman kazanmam gerek.

Bugün bütün gün tırmanacağız.

Astorga çıkışında bir sütlü kahve içiyorum. Yanına 2 küçük pasta ve bizim simite benzeyen ama tadı daha değişik olan birşeyler yiyorum. Sonra yol başlıyor.
Yolda epey bir yürüyen var. Kalabalığı sevenler için iyi. Otoyolda trafik sıkışıklığı gibi bir şey oluyor. Arabalar yerine insanlar dar patikalarda sıkışıyor.
Sabah buz gibi rüzgar var. Üstüme montumuda giyiyorum. Hava atmanın yeri değil akıllı ol Sedat diyorum.
Kendimide dinliyorum.
Yol çok güzel. Lavantalar var. Sarı çiçekler ve her yer bahar çiçekleri dolu.
Tanıdık Almanlara denk geliyorum. Sabah benden önce yola çıkan yaşlı Alman kadınları görüyorum.
Zevkli bir şekilde konuşa konuşa yürüyorlar.
Bende kendime düşünmek için zaman ayırıyorum. Rabanal del Camino ya kadar durmak istemiyorum. 19 Km.
4 saatlik bir yürüyüş. Yaparım. Yaparım tabiiki.
Sonra yürüyüşe devam. Giovanni ve Ever henüz ortalıkta yoklar.
Yorulmayada başlıyorum. Allahtan Rabanal del Camino gözüktü.
Bakkaldan ekmek, ton balığı, domates, soğan ve içecek alıyorum.
Kilisenin bahçesinde oturup yayılıyorum.
Kilisenin duvarına yaslanmış yaşlı Hollandalı Hans uyuyor. Adam 81 günden beri yolda. Hollandadan yürüyerek Santiago ya gidiyor. Dün Astargoda baika bir Hollandalıya denk geldim oda 78 günden beri Hollandadan yolda. O Hans dan biraz daha genç olduğu için hızlı gidiyor.
Yemek yerken bisikletli Alman bir aile geliyor. Anne Baba tandem bisiklette. Arka arkaya oturuyorlar. Çocuklar 14 ve 16 yaşında kendi bisikletleri ile yoldalar. Kavga ediyorlar.
Çocuklar hemen yemek istiyorlar. Annede istiyor ama Baba daha sonra yemek istiyor.
Onlar kavga ederken bende ekmeğimi yiyorum. Bu arada bizimkiler geliyor.
Onlarda ekmek almışlar. Onlar yemek yerken Alman aile ile biraz konuşuyoruz.
Aile her yıl bu tip yolculuk yapıyormuş. Baba yolda çektiği fotoğrafları daha sonra satıyormuş.
Ayrıca çeşitli şekilde kullanarak ailenin geçimini sağlıyormuş. Hemde 15 yıldan beri.
Giovannı ve Ever de benimle yola devam etmek istiyorlar. Normalde burası mola yerlerinden biri. 5 km sonra bir misafirhane var ve daha sonra bir 5 km sonra.
Bundan sonrası birazda zorlu. 1570 metreye tırmanmamız gerekecek.
Havada soğuk. Yağmur yok gibi ama burada belli olmuyor. Biranda hava değişebiliyor.
Bunu göze alıp yola çıkıyoruz. Zar zor ilk misafirhaneye geliyoruz. Terk edilmiş bir köy. 2 Misafirhane var bir özel diğeri Alman hıristiyanların. İkiside hoşumuza gitmiyor. Giovanni ve Ever biraz köpeklerle oynuyorlar. Fotoğraf çekiyoruz.
Sonra yola devam ediyoruz. Ünlü demir Haç tepesine doğru gidiyoruz.
Buranın en yüksek noktası burası. Tüm yolunda en yüksek noktası burası.
Bundan sonra Manrajin köyü var.
Köy demeye bin şahit ister. her yer harabe. Bir tek Tomas ın yeri var. Tomas ın dağ evi.
Tomas profesyonel hacı gibi bir şey. Eksentrik yaşlı biri. Burasını kimseden para istemeden işletiyor.
Elektrik, su, tuvalet, internet yok. Akşam yemeği var. Kahvaltı var.

Hiç yorum yok: