7 Mayıs 2007 Pazartesi

5 Mayis 2007 - Yagmur gunu



Bu sabah saat 8.30 gibi Saint Jean Pied de Port kasabasina vardik. Kucuk bir aramadan sonra Haci kayit burosunu bulduk. Buroda bulunan Lubnanli memur ilk once fotograf cekilmesini istemesede bizim Turk oldugumuzu ogrenince cok ilgi gosterip fotograf cektirdi. Hollandadan geldigimizi soyleyince bize yolun karsisinda olan Hollanda misafirhanesine gonderdi. L´Esprit de Chemin isimli misafirhanede bay Arno ve bayan Humberta ve gonullu olarak çalisanlar bizi guleryuzle karsiladilar. Kahve verdiler ve ayrintili yol bilgilerini verdiler. Disarda yagmur yagiyor. Uzun zamandan beri yagmurda yola baslayan olmadigini soyluyorlar.

Kapida fotograf çektirirken adamin biride disari çikiyordu. Bizim Turkçe konustugumuzu duyunca bize Turkçe konusmaya basladi. Adim Dean dedi. Kanadadan geliyormus. Istanbulda Turkoloji okumus. Iyiki sizi gordum dedi buralarda hiç Turkçe konusan yok diye dert yandi. Insallah yolda gorusuruz dedi. O bir gun sonra yola çikacakmis. Dilaver benimle ilk kilometreleri yurumek istedi. Arno Dilavere yagmurlugunu verdi. Geri donus yolunda iade etmek sartiyla. Burada insanlar birbirine daha guvenir oluyorlar. Yagmur bardaktan bosanircasina yagiyor. Allahin lutfu. Bugune yagacagi tuttu. Koyun çikisinda hemen yol yukselmeye basliyor. Hemen heryer yemyesil. Dilaverin spor ayakkabilari hemen islanmaya basliyor. Koyun yollari ve dag yolu tertemiz. Yollarda mavi deniz kabugu resimlerini takip ediyoruz. Yol epey rampali. 180 metreden basladik. 1 saat yurumeden sonra yorgunluk basti. 2 saat sonra bir koy evinde durduk. Koylu ile merhabalastik. Çesmeden su içtik. Dilaver usumeye basladigindan arabaya bindi. Hassan benimle yurumeye basladi. Burada manzara muhtesem. Yukselmeye basladigimizdan asagida vadiyi daha iyi gorebiliyoruz. Kan ter içinde kaldik. Yolda baska bir çesmeden su içiyoruz. 4 saat sonra ilk misafirhaneye ulasiyoruz. Kahvemizi yudumlarken ben ustumu degistiriyorum. Sirimsiklak olmusun terden. Kaç kilometre yurudugumuze bakiyoruz. Yanliz 8 kilometre yurumusuz. Ve ben bittim. Daha 18 kilometre yurumem gerekiyor.
Ya Allah deyip yeniden yola koyuluyorum. Bu ara misafirhaneye kadar baska haci adayina denk gelmedik. Saint Jean Pied de Port tan epey geç çiktigimizdan ilk haci adaylarini misafirhanede gorduk. 2 Fransiz kadin. Hassan, Fatih ve Dilaver beni burada birakiyorlar. Arabayla donup yagmurlugu birakacaklar. Sonra Roncesvalles koyune gidip beni bekleyecekler.
Ilk misafirhane 770 metre yukseklikte. Buradan itibaren yanliz gidecem.

1 kilometre sonra uzakta 4 sirt çantali hacilari goruyorum. Arkada olanlar epey yavas gidiyorlar. Onlara yetismem çok fazla zamanimi almiyor.

Merhaba diyoruz. 2 yasli alman kari koca. Hamburgdan geliyorlarmis. Sirt çantalari epey agir geliyor bana. Adam 65 yasinda karisi 55 yasinda. Çok yavas gidiyorlar. Onlari birakip yola devam ediyorum. Aksama zor Roncesvalles e yetisirler. 5 kilometre tek basima gidiyorum. Daglar sisli.

Yagmur yeniden yagmaya basliyor. Ruzgarda bastirdi. Ileride 2 sirt çantali kadin goruyorum. Yollarda dere ve pinarlara dolu.

Burada olan savaslari dusunuyorum. Moralilarin burayi fethettigini. Buyuk Charles in inançsiz Basklara karsi yaptigi savaslari. ve Daha oncesini Romalilarin buralari fethettigini. Emir Abdurrahman Al Gafikinin buralarda bu derelerden abdest aldigini ve namaz kildigini hayal ediyorum. Halk kahramani Rolandin savas sonrasi kanli ellerini yikayip Papaya Bask ulkesininde katolik dunyasina katildigini dusunuyorum. Birden kendi Anneannem aklima geliyor. Babaannem aklima geliyor. Olmus olan akrabalarima dua ediyorum. Ezan okuyorum daglara karsi. Bundan sonra her gun yol boyunca ezan okuyacagima soz veriyorum.

18 kilometre sonra yol asfalt yol parçasindan çamurlu yola donusuyor. Yol ayriminda buyuk bir Haç var. 2 kadin orada mola vermisler. Onlarda Almanlar. Çamurlu dag yoluna girer girmez koyun surulerine denk geliyorum. Koyunlarin ve diger surulerin çanlari muzik gibi geliyor.

Bundan sonra yol çok kotu olmaya basliyor. Yanimda pek fazla su yok, ekmekte yok. Çamura bata çika gidiyorum. Sis basti. Onumu goremiyorum. Arada sis yok olunca onume bakiyorum. Çamurda zor yuruyen birini goruyorum. Kadinin adi Lousieymis. Houstan, Texastan geliyorum diyor. 3. kez yuruyormus. Çok kilolu biri buda zor aksama varir diye dusunuyorum.
Her taraf çamur. Ayakkabilar pantalon çamur oldu. Yolda mola veriyorum. Biraz su içiyorum. Her taraf bana Karadenizi hatirlatiyor. Mor sumbuller açmis. En çok sevdigim renk diye dusunuyorum. Karnim açikiyor. Haritaya bakiyorum. 4 kilometre kalmis. 1 saatte giderim diye dusunuyorum. Çamurlu yoldan çiktigimda 3.6 kilometre var. Ormandan geçmem gerekiyor. Yol haritasina bakiyorum. Orman yerine sose yolu tercih edin diyor. Nerdeyse ormana girecem.
Geriye donuyorum. Ana yola çikip yurumeye basliyorum. Yolda kimseler yok. 2 saat sonra yine kimseler yok ve yol devamli yukseliyor. Roncesvalles e inmesi gerekiyor. Sisten onumu goremiyorum. Havada kararmaya basliyor. Saat alti olmus. Yolun sonuna geliyorum. Dagda kar var ve çok soguk. Kayboldugumu anliyorum. Ilk gun ve ben kayboldum.
Su ana kadar misafirhanede olup kahve içmem gerekirdi. Ne yapacagimi bilemiyorum. Esim ariyor kayboldum diyorum. Guluyorum ama endiseliyim. Sonunda Saint Jean Pied de Port ta bulunan misafirhaneyi ariyorum. Hemen asagiya in ve orada kalma diyorlar. Kurtlarin ulumasini isitiyorum. Bu daglarda ayilarda var. Ayi veya kurtlara denk gelirsen ne yapacagimi dusunuyorum. 1 Saat yurudukten sonra GR 65 yol levhasini yeniden goruyorum. Arada bir kaç defa Dilaver ile telefonlastik. Onlarda panik olmuslar. Çok yorgun olmama ragmen inanilmaz sekilde hizli yuruyorum. Sonunda Roncesvalles koyunu goruyorum. Ne kadar mutlu oldugumu yazamam.

Daglar ve inis yolu 2. dunya savasindan kalan siginaklarla dolu. Savas buradada izlerini birakmis.

Dilaver park yerinde beni bekliyor. Hassan ve Fatih yok. Beni aramaya çikmislar.

Misafirhaneye gidip kayit yaptiriyorum. Dus alip kirli çamasirlari yikiyorum.

Hepimiz yemek yemek icin karsi tarafta olan restorana gidiyoruz. 3u için hotelde yer ayirtiyoruz. Yemekten sonra usudugumden gidip yatiyorum. Isiklar tam saat 10da kapaniyor.
Hemen uyuyorum. Her tarafim agriyor. Yarin yuruyemem gibi geliyor.

Misafirhane 150 yataktan olusan tek bir oda. Ranzalarda yatiyoruz.

Gece uyaniyorum. Birisi çok horluyor. Allahtan horlayan ben degilim.

Sabah saat 6da uyandiriyorlar. Ilahiler çaliyor. Biraz yatak keyfi yapiyorum. Lavabo ve tuvaletlerde simdi sira vardir. Ustumu giyinip misafirhaneyi isleten Hollandali gonullulere tesekkur edip Yola çikiyorum.
Misafirhane kilisenin mali. Isletenler Hollandalilar. Gecelik ucret 5 Euro. Restoranda haci yemegi 8 Euro.

Hiç yorum yok: